23 Haziran 2013 Pazar

‘Kara'bük'ün 'Kara' Talihi

Karabükspor'un 2012-2013 Sezonu değerlendirmesi

 Karabük’ün, Karabükspor’un talihi hiç gülmeyecek mi? Hep mi stres, kaos, endişe, korku olacak? Hiç mi son haftalara rahat girip, genç oyunculara şans tanınmayacak? Karabük’ün kendi çocukları Levent Yılmaz, Mertcan Eskin , Burak Çalman,Yusuf Akbulut,Fatih Şirin,Muhammed Utku gibi genç futbolcu kardeşlerimiz kendi memleketinde bile oynamaya fırsat bulamayacak mı? Her transfer edilen oyuncunun nasıl olduğu hep sürpriz mi olacak?

Karabükspor son iki sezondur düşme korkusunu iliklerine kadar hissediyor. Aldığı oyuncuların yarısı, transfer bedelinin karşılığını vermiyor. Taraftarlar son haftalara kadar stresten uyuyamıyor. Kabus görmemek için… ‘Nokta transfer’ deyimi hiç kullanılmadı Karabük’te. Çünkü hep bir yerlerde eksik, zayıf bir nokta kalıyordu.
Teknik direktör istikrarı, başarı istikrarı yok. İki sene önce, yani Yücel İldiz ile o zaman ki adıyla Bank Asya 1.Lig’de rekorlar kırarak Süper Lig’e çıktığı sezon mükemmeldi. Alt ligden oyuncular dururken, yeni nokta transferler yaptılar. Hiç unutmam o sezon ünlü spor yazarları ne güzel yorumlar yapmışlardı. Uğur Meleke: ”Kuzeyin Barçası”.“Türkiye’de orta sahada en fazla pas yapan takım Karabükspor.”
Haşmet Babaoğlu: ”Onlar bu futbolu oynuyorlar ya. Oyunu çirkinleştirmeyip futbol oynamak istiyorlar ya. Bundan sonra ne olursa olsun helali hoş olsun.”Böyle güzel yorumlar vardı. Bir çark, bir sistem vardı. Son iki sezondur bunlar bir var bir yok. Yönetim ve mali konularda ise yine kötüye gidiş söz konusu. 2 sene önceye kadar Türkiye’nin borçsuz kulüpler bazında ilk sıralarda yer alan kırmızı-mavililerde şuan borç olduğu söyleniyor. Yıldız transferler ardı ardına geldi de bizim mi haberimiz yok?
Benim amacım felaket tellallığı yapmak değil… Fakat durum ortada. “Hedef ne?”diyorsunuz. “Ligde kalmak ve bu ligde kalıcı olmak.” Diyorlar ama bu hedef doğrultusunda yapılan hamleler dizisinin, hedefle örtüşmediği görülüyor. Bir kere kalıcı olacak takımın sistemi olmalı. İşten anlayan yönetimi olmalı. Prensipli ama egosuz teknik direktörleri olmalı. Hem oynatabileceğin hem de kiralayabileceğin gençlerin, alt yapın olmalı. Sezonun bitimine 5-6 hafta kala ligde kalmayı garantilesen, bu gençlere şans verebilirsin ama son dakikaya kadar düşme korkusu oluyor. Teknik direktör gelmeden oyuncular alınıp satılıyor. Transferler tamamlanıp kadro belirleniyor. Teknik direktör en son geliyor. Ne çıkarsa bahtına!..
Bülent Korkmaz devre arası transferinde istediği oyuncuları almasa şuan farklı şeyleri, farklı düzeyleri konuşuyor olurduk. Bir de sözünü edemeyeceğimiz kadar büyük katkısı olan taraftar desteğini ve şehrin bütünleşmesini unutamayız. En akılda kalan örneği; Bülent Korkmaz gönderiliyor ve yeni teknik direktör yok. Adayı ayok ama Lua Lua taransfer ediliyor. Başkan Nevzat Şahin “2 aydır görüşüyorduk. Sonunda transfer gerçekleşti.”diyor. Aradan zaman geçiyor Micheal Skibbe göreve geliyor ve yine başkan Nevzat Şahin açıklama yapıyor. Diyor ki: “Transferleri hocamızın isteği doğrultusunda yaptık.” Lua Lua kötü transfer demiyorum. Zaten demem futbola ve yaptıklarına ihanet olur ama teknik direktör yokken alındı. Demek istediğim transferi yönetim yapıyor ama sahaya teknik direktör çıkıyor.
Sezon bitimine iki hafta kala Mesut Bakkal gönderiliyor. Şuan transfer dönemindeyiz. Çoğu takım teknik direktör transferini, kongresini, kısmen yaptı. Kamp dönemi yaklaşıyor ama daha Karabük’te teknik direktörlük koltuğu boş. Sorun şuan anında hoca gelmesi değil. Sorun artık KARDEMİR’in desteğini iyice azaltması. Sorun her sene düşme korkusu yaşanması. Sorun gerçek hedef olmaması. Sorun İstanbul takımlarını dize getirmek değil, gerçek rakiplerine puan vermek.
Sorun istikrarın olmaması.
Karabük şehrinin en büyük eğlencesi, tutkusu, heyecanı futbol. Bu küçük, naif Anadolu şehri Bank Asya 1.Lig günlerindeki gibi, Bin Bir Gece Masalları gibi sezon geçiremeyecek mi? Bu arada yönetim ve teknik heyet belli değil ama  gönderilecek isimler belli olmuş. Deumi, Güven Varol, Seriç, Tomiç, Hakan Özmert, Hakan Söyler ve Birol Hikmet… Diğerleri yeni onlara çok teşekkür edelim ama Birol Hikmet ve Hakan Söyler yıllardır bu takımda…
Beğenen olmuştur, beğenmeyen olmuştur ama hepsine özellikle Hakan’a ve Birol’a akıttıkları ter ve harcadıkları emek için teşekkür etmek lazım. Umarım artık ateşin mavi yandığı bu şehir rahat ve güzel günler geçirir…