Doğum sertifikasında ismi Edison Arantes do Nascimento da
olsa, ailesi tarafından Edson olarak çağrılan afacan çocuk 11 yaşına kadar
ayakkabı boyacılığı yaptı. Ailesinin ona Edson olarak seslenmesinin sebebi; "İ" harfinin, nüfus memurunun
hatası sonucu yanlış yazılmasıdır. Pek çok Brezilyalı aile gibi Edson’un ailesi
de fakir bir aileydi. Brezilya’nın Gremio köyünde yaşayan bu ailenin yaramaz
çocuğu Edson okula gitse de ayağından top, aklından futbol eksik olmuyordu. Okul
takımında da çok iyi futbol oynadığı için arkadaşları ona İrlandaca ’da futbol
anlamına gelen ‘Peil’ lakabını taktılar. Edson okul bahçelerinde ve sokaklarda
top oynarken 1934 Dünya Kupası’nda Brezilya Milli Takımı forması giymiş
Valdemar de Brito tarafından keşfedilir. Edson’un futboluna hayran kalan Brito,
onu Sao Paulo kentinin en önemli takımlarından Santos’a götürür ve oradaki
yöneticilere “Bu çocuk dünyanın gelmiş geçmiş en iyi futbolcusu olacak.” der. Haklı
da çıkar. Çünkü asıl adı Edison Arantes do Nascimento olan bu çocuk Pele’nin ta
kendisidir.
Gremio’ da, 23 Ekim 1940’ta
hayata gözlerini açan Pele, delicesine sevdiği futbolu işi haline getirmek için
Brito’nun da katkısıyla henüz 15 yaşında Santos ile profesyonel sözleşme
imzaladı.15 yaşında profesyonel olduğu Santos kulübündeki ikinci sezonunda
Brezilya Paulista Eyaleti gol krallığını tadan Pele için bu başarı henüz başlangıç
sayılırdı. Pele’nin başarılarını ve yaptıklarını yazmaya kalksam bu yazıya
sığdıramam. Sadece Sabah Gazetesi’nin biyografi bölümünde yer verdiği Pele’nin
kısa ve öz başarılarından bahsedeceğim. Hiç değinmemek de haksızlık olur çünkü.1283
golle en fazla resmi golü olan futbolcudur Pele. Kulübü Santos’u iki kez 1962
ve 63’te FIFA Kıtalar Arası Kulüpler Şampiyonu yapan “Siyah İnci”, 3 kez de
Brezilya Milli Takımı ile Dünya Kupası’nda zafere uzandı.Fransa’nın ünlü spor
dergisi L’Equipe Pele’yi, “Yüzyılın Spor Adamı” seçti.FIFA’nın ‘iyi niyet
elçisi’ olarak birçok yardım etkinliğinde görev alan hayırsever futbolcunun
kendi resmi internet sitesinde yer alan diğer bir bilgiyse Time Magazine ve
FIFA tarafından “20. yüzyılın en önemli 20 insanı” arasına alındığıdır.Ayrıca Pele
2013 yılında aldığı FIFA Altın Top Onur Ödülü ile bu ödülü alan ‘ilk’ futbolcu
olmuştur.
“Pele gelmiş geçmiş en iyi
oyuncudur.” desem, hemen arkasından “Maradona?” diye seslenirler. Hiç kıyaslanmaktan
kurtulamadı bu iki isim. Evet Maradona sadece Amerika Kıtası’nda kalmayıp
cesaret göstererek Avrupa’ya da gitti.Hatta buna şaşıran bir muhabirin “Efendim
Barcelona’ya transfer oldunuz.İspanya’da başarılı olabilecek misiniz?” sorusuna
“Niye ki? Top orada da yuvarlak değil mi?” cevabını vermiştir Maradona. Pele’den
daha fazla kulüpte oynadı.Ayrıca Maradona’nın antrenörlük kariyeri de var ve
hala devam ediyor. Benim favorim her zaman Pele’dir.Goller, asistler ve çalım
yeteneği gibi şeyler ile vermedim kararımı. Bu karar sadece yeşil sahaya
bakarak verilmez.Verilmemeli de bana göre.Asıl farklılık futbolda değil; futbolun dışındadır.Pele’yi
kayırmamın sebebi de budur.Pele saygı ve sevgi insanıdır.Çok fazla
sinirlendiği, bağırdığı, kasıtlı faul yaptığı görülmemiştir.Sırf bu yüzden
Pele’nin insan özelliğinden çok robot özelliği taşıdığı söylenmiştir.Çünkü bugüne
kadar bir hatası ya da yanlışı görülmemiştir.Maradona, 1991 yılında İtalya’da
Napoli takımında oynarken rutin bir doping testi sırasında kokain kullandığı
ortaya çıktı. Arjantin’e döndüğünde gözaltına alınan Maradona o kadar olaylı
bir kişiydi ki, gözaltından çıktıktan sonra evinin önünde bekleyen basın
mensuplarına saldırdı. Artık gazetelerde golleri ve futbolu ile değil saha
dışındaki davranışlarıyla yer alıyordu. Kariyerini kemiren kokain
alışkanlığından kurtulamayınca 37 yaşında aktif futbol hayatına noktayı koydu.
Futbolu bıraktıktan sonra defalarca ameliyat geçiren Diego Armanda Maradona,
2005 yılında hem kokain bağımlılığının üstesinden geldi hem de fazla
kilolarından kurtuldu.Pele ve Maradona kıyaslanmakla kalmayıp, bizzat kendileri
çeşitli konularda tartışıyorlar. Hala “Kim daha iyi?” tartışması son bulamazken,
şimdilerde de Messi ve Neymar tartışması var. Maradona
Messi'nin dünyanın en iyisi olduğunu savunurken, Pele ise vatandaşı Neymar'ı
dünyanın en büyük futbol yeteneği olduğunu her fırsatta dile getiriyor.
Benim favorim olan futbolcu Pele’dir. Dediğim gibi bu seçimim
sadece popülaritesi ve futbol istatistikleri kapsamında değil. Bu futbolcular
çoğu kişi tarafından tanınıyor.O kadar çok tanınıyorlar ki 1970’lerde yapılan bir ankette Pele’nin
adı Avrupa’nın en çok tanınan markaları listesinde sadece Coca Cola’nın
arkasında kalarak ikinci sırada yer alıyor.Bu kadar çok tanınıyorlarsa özel
hayatlarına da dikkat etmeliler bana göre.Çünkü onlara hayran olan kitleler
var. Onları idol edinen milyonlarca çocuk var.Pele ile ilgili öğrenince
şaşırdığım ve beni çok etkileyen iki olay var. Birincisi: Nijerya’nın Pele’nin
maçını izlemek için Biafra ile yaptığı savaşta 2 günlük ateşkes ilan etmesi.
Öyle bir sevgi ki savaşa ara verdirtiyor. Böylesine bir hayranlık var bu koca
yürekli adama. İkincisi ise: Brezilya Ligi’nde oynanan bir maçta Pelé'nin oyundan
atılması sonrası taraftarların isyan etmesi ve hakemi zor durumda bırakması.
Bunun üzerine Pelé’nin 15 dakika sonra oyuna tekrar dönmesi. Bu ilginç olayın
daha ilginç yanı ise hakem hakkında hiçbir cezai işlem uygulanmaması, hatta
hakemin takdir edilmesidir. Böyle delicesine bir sevgi besleniyor Pele’ye.Sadece
futbolseverler tarafından sevilmiyordu Edison Arantes do Nascimento. Dünyaca
ünlü isimler onun için övgüler yağdırıyor, meslektaşlarıysa maç esnasında onunla
ilgili neler hissettiklerini itiraf ediyorlardı.Amerika Birleşik Devletleri
eski Dışişleri Bakanı Henry Kissinger Pele için: "Efsaneler yalnız
yürürler, ama başardıkları ile birer masal kahramanı olurlar ve yaptıklarıyla
da kalbimize ulaşırlar.Futbolu sevenler için ise Edson Arantes do Nascimento ya
da bilindiği adıyla Pele laflarımı tamamlayan bir kahramandır.” demiştir.
Brezilya’nın İtalya karşısında 4-1 galip gelerek 1970 FIFA Dünya Kupası’nı
kazandığı maçtan sonra İtalyan defans oyuncusu Tarciso Burgnich "Onu kendim gibi etten ve kemikten
zannetmiştim; yanılmışım."diyerek Pele’nin
üst düzey bir oyuncu olduğunu belirtmiştir. 1
Kasım 1977 yılında, Pele aktif futbol hayatını noktaladı.Jübilesini ise
formalarını giydiği Cosmos ve Santos
takımları arasında oynanan bir dostluk maçında yaptı.Muhammed Ali, Pele’yi
maçtan önce soyunma odasında kucaklarken, "İşte dünyanın en iyi iki
sporcusu" diyerek Pele’den övgüyle söz etti. Maç başlamadan, milyonlarca
futbolseverin huzurunda yaptığı konuşmasında Pele, her insanı dünya çocuklarına
karşı daha fazla ilgi ve şefkat göstermeye davet etti. Ricası üzerine, stattaki
tüm futbolseverler hep bir ağızdan "Sevgi, sevgi, sevgi" diye
haykırdı.
“Pele mi? Maradona mı?” gibi
sorular bana göre gereksiz olsada kıyaslama hiç bitmeyecektir.Pele Pele’dir.
Maradona ise Maradona. İlla ki biri diğerinden iyi ya da kötü olacak diye bir
şey yok. Ben Pele’yi yeşil sahanın dışında, dürüstlüğü ve yardımseverliği ile
seviyorum. Başkası Maradona’yı asi olduğu için sevebilir. Ben Pele’yi
sevenlerdenim. Böylesine sevgi dolu bir adama
hayran olmamak elde değil. Hakkında birçok kitap çıkan efsane oyuncunun yakında
hayatını konu alan filmi de çıkacak. Milyonlarca futbolsever gibi bende
heyecanla bekliyorum o filmi.