Bir takım var. Sene başında UEFA Avrupa Ligi’nde iki
tur maçına çıkıyor ve gruplara kalmayı penaltılarla kaçırıyor. Aynı takım
neredeyse sene başından bu yana bir türlü Süper Lig’de alt sıralardan
kurtulamıyor. Ha bu arada yanlış anlaşılmasın. Maddi sıkıntı yaşayan bir kulüp
değil. Hatta borçsuz ve zengin olan nadir kulüplerimizden. Batı Karadeniz’in
tek temsilcisi ve işçinin alın terini Süper Lig’de sahada temsil eden bir takım
Kardemir Karabükspor. Daha önce 15 Mayıs 1994’te ligin son maçı olan Zeytinburnuspor
maçında son saniye ile ligden düşen Karabükspor, bu sene bağıra bağıra düşüyor.
Hem de tarihindeki en büyük başarı ile başladığı sezonu. Bu sene kimse
beklemediği halde, ülke puanına bile 5 puan katkı yaptığı sene. Herkesin artık,
“Karabükspor üst sıralara oynar.” dediği sene.
Normal sevinç ve normal üzüntü değil, kocaman sevinç
ve dev üzüntü yaşanıyor aynı sezonda. Zaten gerek maç saatleri, gerek hakem
hataları sinyal veriyordu. “Düşmelisiniz bu sene.” der gibi davranıyorlardı ama
Karabükspor bunlara direnmedi. Doğru dürüst Pazar günü akşam 19.00 maçı bile
oynanmadı. Taraftarın az olacağı saatlere maç koyuldu hep. Özellikle Konyaspor
ve Balıkesirspor maçlarında ibretlik hakem hataları oldu. Ben hata
diyemeyeceğim maalesef. Çünkü o maça kadar 7 maç yöneten hakemin 4 maçı
Karabükspor maçlarıydı. Kimse tesadüf demesin. Bütün suç onların dersek taş
oluruz. Karabükspor hiç karşı koymadı. Taraftarı Mavi Ateş şartlar ne olursa
olsun sonuna kadar destekledi. Hiç sırt çevirip protesto etmedi. Yönetim otobüs
vermediğinde, ki 1-2 maç hariç vermedi zaten, kendi ceplerinden para verip
gittiler. Çoğu öğrenci olan taraftarlar daha ne kadar cefakar ve vefakar
olabilirdi ki? Zaten hangi lig olursa olsun yine onlar destekleyecek. Yine
onlar hep takımın yanında olacak. Yönetim ve futbolcular taraftarın ateşinden
bir kıvılcım alsa şuan çok farklı şeyleri konuşuyor olurduk.
Süper Lig’deki diğer takımlar ara transfer döneminde
nokta transferler yapıp takımı toparlarken, Karabükspor yönetimi PTT 1.Lig’de
ancak yedek oynayabilecek iki oyuncu aldı. Aldı ama 2-3 maç dışında zaten ilk
18’de de yoktu. Kurtarıcı oyunculara bak! Tolunay Kafkas’ta sorun diyorlardı.
Tolunay Hoca’nın gitmesi bir şeyi değiştirmezdi ki. Vücudu beyin yönlendiriyor.
Kol,bacak değiştir ama beyin değişmedikçe ne fayda. Bu beyninde takım umrunda
olmadığı için hiçbir şeyi önemsemedi. Tolunay Kafkas istifa ettiğinde,
“Kalırsakta bizimle,düşersek te.” dediniz. Niye ayrıldınız? Madem
ayrılacaktınız Kayseri Erciyesspor maçından sonra istifasını kabul etseydiniz,
en azından devre arasına yeni bir hoca gelir belki ona göre oyuncular alınır,
takıma monte edilirdi. Yılmaz Vural’ı zaten anlatmaya gerek yok. Futbola azıcık
ilgisi olanlar bilir. Göreve geldiği ilk maç olan Trabzonspor maçında öyle
kaliteli futbol, öyle hırslı bir oyun vardı ki bu sezon hiç oynanmadığı
gibiydi. Devamı gelir sandık ama maalesef dörtte biri kadar bile oynanmadı. Efsane
başkan Metin Türker’in; “Çelik-İş Sendikası’na, Kardemir’e ve Karabükspor’a
sahip çıkın.” diyerek vasiyetinde miras bıraktığı Karabükspor’a bu yakıştı mı?
Bu küçük mütevazi şehir bunları hak etti mi? Tabiki
hayır. Her ne kadar taraftar grupları hariç takıma çok sahip çıkılmasa da
Passolig uygulamasına rağmen tribün doluluğu ve coşku gayet iyiydi. Kombine
satışları da güzeldi. Bu şehir, tarihinde gördüğü en büyük başarıyı yaşarken
aynı sezon düşme üzüntüsü de yaşayacak. Lig daha matematiksel olarak devam
ediyor olsa da Karabükspor’a mucize lazım. Hatta mucize bile yetersiz kalır. Zaten
bir taraftar kazanmaktan ziyade ruhuyla mücadele edilsin ister. Bu yüzden
Trabzonspor maçından sonra en ufak kırgınlık ve üzüntü yoktu. Ruhla oynansın, son
düdük çalana kadar elden gelen yapılsın; maç sonucu 3-0, 5-0 fark etmez
taraftar için.
Öyle tarifsiz bir duygu ki düşmek, altı harfli bir
kelime ama duygusu cilt cilt yazılsa anlatılmaz. Oysa bu lige tarihi rekorlarla
çıkmıştı. Bu ligde bir renk olmuştu. Çoğu insanın Karabük’e ve Karabükspor’a
sempatisi vardı. Artık mucize üstü bir şey olmadıkça kırmızı mavililerin Süper
Lig macerası bu sene son buldu gibi. Artık kaç sene sonra geri dönmek nasip
olur bilinmez ama Süper Lig’e kendini fazla özlettirme Karabükspor.
Karabüklüler için değil Türkiye’ye bu küçük şehrin neler yapabildiklerini
gözlerine sokmak için!..