18 Kasım 2014 Salı

Kolay ama önemli (Türkiye-Kazakistan maçı yazısı)


Türkiye A Milli Futbol Takımı dün çok önemli bir üç puan aldı. Zor değildi ama önemliydi. Özellikle geçtiğimiz hafta içi oynanan Brezilya maçından sonra. Brezilya karşılaşmasında Türk futbolcuları ıslıklayanlar seyirciydi. Dün oynanan Kazakistan maçında ise taraftar vardı. Her an destek veren, alkışlayan, maç sonunda ‘Arda takımı buraya getir.’ diyerek takımı alkışlayan taraftar. Bilinçsiz taraftarlar da vardı. Hani şu milli kalecimize küfür eden taraftarlar. Taraftarlar derken münferit 5-10 kişi. Volkan Demirel’i beğenmeyebilirsiniz, sevmeyebilirsiniz, nefret duyuyor bile olabilirsiniz. (Açık konuşmak gerekirse ben de Volkan’ı hem performans olarak hem de karakter olarak beğenmiyorum.)Volkan’a karşı hissetlerinizde özgürsünüz fakat bunu ifade ederken o gün o sahadaki Volkan’ın kulüp maçı için değil göğsünde ay-yıldız forma olduğu için orada bulunduğunu unutmamalısınız. Volkan Demirel gibi önemli bir kalecinin de bu olaylar karşısındaki reaksiyonu bu kadar olmamalıydı. Soyunma odasında Fatih Terim’e durumu anlatıp yedek kulübesinde oturabilirdi. Sahayı terk etmek belki de stadyumu terk etmek Volkan’a pahalıya patlayabilir.

Maça dönecek olursak eğer beklendiği gibi geçti desek yalan olmaz. Kazakistan galibiyeti bir moral ve bir umut tazeleme açısından önemliydi. Zaten 1. ve 2. olamayacağımız için en azından son maça kadar 3.lüğü kovalarız. Açıklanan ilk 11’de Serdar Aziz ve Ozan Tufan’ın olması beni sevindirdi. İnşallah sadece bu maçlık kullanmayıp takıma monte etmeyi düşünüyordur Fatih Hoca. Gökhan Gönül’ün yokluğunu çok aratmadı. En azından Kazakistan’a karşı. İlk 11’de 3 Bursasporlu oyuncu olması bazılarını kızdırsa da beni sevindirdi. Hep İstanbul takımlarından oyuncu olması sıkıyordu açıkçası. Milli formayı heyecan ile giyecek isimler önemli. Kazanmak sadece puan alarak değil, böyle isimler de kadroya katarak anlamlı.

Bugün skoru 3-1 olarak değil 4-0,5-0 olarak konuşabilirdik. Ben dün görülmesi gereken şeyin en azından şuanlık görüldüğünü düşünüyorum. Dün futbol oynamak isteyen, isteyen, arzulayan, gözlerinde oynama isteği olan bir takım gördüm. Skorun 2-0’a erken gelmesinden sonra o istek azaldı ama bitmedi. Nedendir bilinmez bizim ülkemizdeki takımlar skoru sağladıktan sonra yeni skorlar üretmek yerine elde ettiği skoru korumaya çalışıyor. Bu olay bir maçta değişecek bir şey değil. Bu olay taktik değil anlayış çünkü.

Kazakistan maçına Rus hakem verilmesi de ayrı bir olay. Polonya’ya Alman hakem atamak gibi. Neyse ki bariz hatalı kararlar vermedi. Arda’nın son dakikadaki pozisyonunun sarı kartla sonuçlanması ve bu sarı kart ile birlikte Hollanda maçında cezalı duruma düşmesi can sıkıcı bir durum. Her ne olursa olsun Kazakistan elinden geleni yaparak oynadı. Mücadelesini sahaya koydu. Onları da tebrik etmek istiyorum. Maçtan kopmadılar hiç.

Rakip her ne kadar FIFA sıralamasında 132.olsa da bu galibiyet nefes aldırdı. Türkiye olarak kazanmayı özlemişiz. O nu anlamış olduk. Martta oynanacak Hollanda maçına kadar daha çok şey değişir ama ‘rakip takımın oyuncusuna milli forma altında olmasına rağmen küfür etmek’ değişmeyecek gibi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder